31) Dig in your heels: Nuh deyip peygamber dememek.

-İnatla direnmek; teslim olmayı reddetmek.

32) Dig yourself into a hole (or dig a hole for yourself): Kendi kuyusunu kazmak.

-Kendini garip veya kısıtlayıcı bir duruma .

33) Dig your own grave: Kendi kuyusunu kendi kazmak.

-Başarısızlığa neden olan veya çöküşüne yol açan ca bir şey yapmak.

34) Dig a pit for: Birinin kuyusunu kazmak.

-Tuzak kurmaya çalışmak

35) More — than someone has had hot dinners: Sen giderken biz dönüyorduk.

-Birinin belirli bir faaliyet veya fenomenle ilgili deneyiminin, bir başkasınınkinden çok daha büyük olması.

36) Dip your pen in gall: Kaleminden zehir damlamak.

-Hoş olmayan veya kindar bir şekilde yazmak.

37) Dip your toe into something: Kılı kırk yarmak.

-Bir şeyi dikkatli bir şekilde yapmaya veya test etmeye başlamak.

38) Eat dirt: Tükürdüğünü yalamak.

-Hakaret ya da aşağılama acı çekmek.

39) Get your hands dirty (or dirty your hands): Elini kirletmek.

1) Elle yapılan, sıradan veya diğer zor işleri yapmak,

2) doğrudan dürüst olmayan veya onur kırıcı faaliyetlerde bulunma

40) Wash your dirty linen in public: Kirli çamaşırlarını ortaya dökmek.

-Kamusal alanda kişisel işleri tartışmak veya görüşmek.

41) Be a recipe for disaster: Felakete davetiye çıkarmak.

-Talihsiz sonuçlara yol açacağından neredeyse emin olmak.

42) Dull as dishwater: Tadı tuzu olmamak.

-Çok sıkıcı olmak

43) Dull as ditchwater: Tadı tuzu olmamak.

- Çok sıkıcı olmak.

44) Dodge the column: İpe un sermek.

-Görevden kaytarmak; işten kaçınmak.

45) Dead as a Dodo: Tarihe kaışmak.

-1) Artık varlığını sürdürmemek,

2) artık etkili, geçerli veya ilginç olmamak.

46) Dog-and-pony Show: Göz boyamak.

-İnsanların dikkatini çekmek için tasarlanmış ayrıntılı bir görüntü veya performans.

47) Dog’s life: Dünyası başına yıkılmış.

-Sorunlar veya haksız muamele ile dolu mutsuz bir varlık.

48) Give a dog a bad name: Adı çıkmış tokuza inmez sekize.

-Haksız olsa bile, kötü bir itibarı kaybetmek çok zordur.

49) You can't teach an old dog new tricks: Eski köye yeni adet getiremezsin.

-İnsanların yollarını değiştirmesini sağlayamazsınız.

50) Done for: Hapı yutmak.

-o kadar kötü bir durum ki ondan kurtulmak imkansızdır.